Emânete riâyet duygusu, mü’minlerin îman dokusunu ihyâ eden bir unsurdur. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerifte şöyle buyurur;
“Emaneti olmayanın imanı yoktur; ahdine vefası olmayanın dini yoktur” (Ahmed bin Hanbel III, 134)
Yine bir hadis-i şerifte Peygamberimiz emaneti olmayanın neden dini olmadığını şöyle beyan ediyor:
“Hiç şüphesiz Azîz ve Celîl olan Allâh, bir kulu helâk etmeyi murâd ettiği zaman, ondan hayâyı çekip alır. Hayâyı alınca, o kul gazaba uğrayan biri olur. Gazaba uğradığı zaman, ondan emânet (güvenilirlik) kaldırılır.
Emânet kaldırılınca, o ancak hâin olur. Hâin olduğu zaman, kendisinden rahmet kaldırılır.
Rahmet kaldırılınca, o ancak lânete uğrar, mel’ûn olur. Lânete uğradığı ve mel’ûn olduğu zaman da, kendisinin İslâm ile olan bağı koparılır!” (İbn-i Mâce, Fiten, 27)
0 yorum:
Yorum Gönder